Hafif serin bir bahar akşamıydı. İki insanın beraber yürüyecekleri uzun bir yolculuğun ilk adımı atıldı o bahar akşamı.
İkimizin yanında da ev arkadaşlarımız vardı. Sizin canınız sinemaya gitmek istedi. Delikanlılık yaptık. Yalnız gitmeyin dedik, eşlik ettik. Hoş siz biz olmadan da giderdiniz muhtemelen, ama iyi ki gelmişiz değil mi? Ağırdı film. Beklentilerimizi aşmıştı ve ikinci yarı kaçanlar oldu. Sen ve ben kaldık. Sonuna kadar seyrettik. Bilmiyorduk tabi filmin kaç saat sürdüğünü. Üç saatin sonunda artık tek düşünmemiz gereken nasıl döneceğimizdi. Maceralı olmuştu yolculuk ama sağ salim varmıştık. Sonra konuşmaya başladık. Ne çok şey vardı anlatılacak ve ne çok şey anlatmıştık. Yeni günün ışıkları odaya dolduğunda bitmemişti anlatacaklarımız, bitmemiştik. Sonrası, sonrası geldi zaten.
“Ne güzel filmdi o öyle.”
Seni çok seviyorum Özge!