Bildirgeç

bildirgeç sürekli takip ettiğim nadide bir site. aktif olarak tekrar bloglamaya başladığım zaman aftermath ya da kısaca aft, bildirgeç’ de uzaylılar‘ a ekledi karalamalar’ ı. uzaylılar üzerinden ziyaretçiler gelmeye başladığında farketmiş ve sevinmiştim. Sürekli takipçisi olduğum bir sitenin benim varlığımın farkında olması hoşuma gitmişti. Son zamanlarda da bildirgeç’ e girdiğimde sağ tarafta rastgele ekrana gelen uzaylılar arasında karalamalar’ ı gördükçe ayrıca seviniyorum, nedense… :)

Du’ bakalı nolcak?

Aslında herşeyi kendim yapmayı planlıyordum, biraz tembellik biraz da yoğunluktan dolayı mümkün olmadı. Siteye geçici olarak koyduğum ilerleme çubuğunu %10′ dan başlattım ve %11′ e bile gelemeyince, geçici de olsa bir çözüm bulmam gerektiğine karar verdim.

Bu kararlar biraz da aceleye geldi sanırım. İçerikten bahsedeyim dedim ne yazacağımı bilemedim. Zamanla oturur heralde.

Şimdilik bu kadar, Aziz Nesin’ in bir hikayesindeki arap karakterin lafıyla:

Du’ bakalı nolcak?

du bakalı n’olcek?

ahada açtım siteyi. hasbel kader bi tarafından başlamak gerek diye düşündüm. yoksa siteyi bitireyim sonra açayım demekle olmuyo. sigarayı bırakmak gibi bişi bu. yapacaksan bi kerede yapacaksın. öteki türlü bi türlü açamıyosun. örnek mi istiyosunuz? ortak hikaye ve wincows, işte iki adet örnek… siyah üzerine gri tonlarında bi çalışma yapayım dedim. aralara da beyaz serpiştirdim. weezer‘ dan island in the sun dinlemeli. uyumalı, erken kalkmalı. bi şekilde bu siteyi yapmalı. şimdiden kolay gelsin kendime. du bi de artistik bi mesaj daha yazayım. :)