Yine bir haftasonu kaçamağında beraberiz. Kuzenlerle yaptığımız karting yarışından sonra arabalara atlayıp Paşamandıra’ya doğru yola çıktık. Hedefimiz Çayağzı Deresinin (ya da daha çok bilinen adıyla Riva deresinin) yanında konuşlanmış olan, kendin pişir kendin ye şeklinde hizmet veren Kalyoncu Restaurant. Dere hattı boyunca bir çok benzeri piknik alanı ve restaurant mevcut olmasına rağmen bizim en çok gittiğimiz mekan Kalyoncu Restaurant.
Kalyoncu Restaurantı daha büyük haritada inceleyin.
Oturmak/yemek yemek için 2 açık bölümü ve bir de kapalı bölümü mevcut. Açık alanlardan birisi derenin hemen kenarında ve çoğu kısmı derenin üzerine kurulmuş durumda. Çayağzı deresi durgun bir dere olduğundan suyu çok temiz değil, yine de mangal keyfinizi çok etkilemiyor. Su kenarında olmak yetiyor sanırım. Biz genelde bu bölümde oturduğumuz için diğer iki bölüm hakkında çok bir şey söyleyemeyeceğim. Diğer açık mekan çimlik arazi üzerinde piknik alanı şeklinde düzenlenmiş. Kapalı mekan ise yaz için pek uygun değil. Biz henüz kış ziyareti yapmadığımız için, kışın nasıl olduğu konusunda da bir fikrim yok.
Dere kenarında, gölgede, ağaçların altında oturuyorsunuz. Hava güneşli ve çok sıcak olmasına rağmen rüzgarın da etkisiyle üşüdük ve arabada bulunan yedek kıyafetlerle takviye yapmak zorunda kaldık. Giderken yanınıza ekstra tişört vs. almanızı tavsiye ederim. Yemekten sonra voleybol ya da futbol oynayıp, üstünüzü değiştirmek isteyebilirsiniz ya da bizim gibi üşüyüp bir kaç kat üst üste giyinmek isteyebilirsiniz.
Her ne kadar kendin pişir, kendin ye demiş olsam da, mangalla uğraşmak istemezseniz sipariş verip, yemeklerinizin pişmiş gelmesini de tercih edebilirsiniz. Köfte haricinde et ve tavuk tüketmeyen bir insan olduğumdan, yemeklerle ilgili söyleyebileceklerim oldukça sınırlı. Yine de kuzu eti sevmeyen eşimin bile iki tane kuzu pirzola yemesinden yola çıkarak etlerinin de lezzetli olduğu sonucuna varabiliriz sanırım. Patates kızartması hazır patatesten yapılmadığı için oldukça lezzetli, ayrıca yediğimiz yoğurtta çok lezzetliydi. Bu sefer “kavun ve beyaz peynir” diye de diretmedim, paşa paşa rakımızı içtik.
Yemekten sonra biraz dinlendik ve bir top satın alıp voleybol oynadık. Evet, yenilmiş olabiliriz, ama en azından ezilmedik(!). Bünyem çok uzun zaman önceki hareketleri hatırlayıp yapmaya çalıştığında ve yapamadığımda kilo vermenin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha idrak ettim. Yemekte aldığımız kalorileri yakmak açısından faydalı bir egzersiz oldu. Güneşe de biraz dikkat etmiş olsaydık daha iyi olabilirdi. Suratımız yanmış, akşam evde eşim de ben de suratımızdaki yanma hissinden muzdariptik.
Nasıl gideceğiniz sorusuna gelince, Riva’ya gelmeden üç kilometre önce Paşamandıra sapağından içeri girip yaklaşık beş kilometre kadar devam ediyorsunuz. Yol üzerinde benzer bir çok yer mevcut. Kalyoncu Restaurant’ı denemek isterseniz irtibat için telefon numaraları; 0216 433 34 86 – 0216 433 34 87
atilla bey sitenizi inceledim. çok beğendim. havalar açılsın ilk fırsatta geleceğim. saygılarımla